12. Sınıf CoğrafyaAYT Coğrafya

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve maliyetli projesi olup, bugüne kadar hazırlanan bölgesel kalkınma plan ve programları arasında en etkin olarak uygulananıdır. GAP, entegre bölgesel kalkınma yaklaşımı ve sürdürülebilir insani gelişme felsefesi ile uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan bir projedir.

Proje alanı Fırat-Dicle Havzası ile yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ili (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak) kapsamaktadır. GAP kapsamındaki illerin alan ve nüfus büyüklüğü, Türkiye’nin ortalama % 10,8’ i civarındadır.

GAP’ın temel hedefleri;

  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sahip olduğu kaynakları değerlendirerek,
  • yöre halkının gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükseltmek,
  • konut ihtiyacını karşılayıp mevcut konutları iyileştirmek,
  • Ulaştırma hizmetlerinin yapılmasını sağlamak,
  • bölgedeki eğitim seviyesini yükseltmek,
  • kurumlar arasındaki eş güdümü sağlamak,
  • sanayi, maden, tarım, ormancılık, sağlık, kültür, turizm ve enerji alanlarında şartları iyileştirmek,
  • bu Bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını gidermek,
  • kırsal alandaki verimliliği ve istihdam olanaklarını artırarak ulusal düzeyde ekonomik gelişme ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunmaktır. 

GAP, 1970’lerde bölgenin su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine dayalı bir program olarak ele alınmış; Fırat- Dicle Havzası’nda sulama ve hidroelektrik enerji üretimine yönelik 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ile 1,8 milyon ha alanda sulama yatırımlarının yapımı planlanmıştır. Proje’nin, enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 7476 MW olup, yılda 27 milyar kilovat-saat enerji üretimi öngörülmüştür.

GAP, 1989 yılında hazırlanan Master Plan ile tarım, sanayi, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarını da içine alan bir bölgesel kalkınma projesine dönüşmüştür.

Proje, gelecek kuşaklar için kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratılmasını amaçlayan sürdürülebilir insani kalkınma felsefesi üzerine kurulmuştur; kalkınmada adalet, katılımcılık, çevre korunması, istihdam, mekânsal planlama, alt yapı geliştirilmesi, yatırım uygulamalarında kamu-özel sektör ve halk katılımının sağlanması GAP’ın temel stratejileridir.

Çok sektörlü, sürdürülebilir insani gelişmeye dayalı, bölgenin rekabet gücünü artırmayı, ekonomik ve sosyal bütünleşmeyi güçlendirmeyi hedefleyen, entegre bir bölgesel kalkınma projesi olarak uygulanmakta olan GAP, hazırlandığı dönem dikkate alındığında, bugün ağırlıklı olarak vurgulanan yenilikçi yaklaşımları içeren vizyoner bir bakış açısıyla planlanmıştır.

GAP ve Tarım…

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin toplam arazi varlığının (7,5 milyon ha) %43,6’sı bitkisel üretim (3.290 575 ha), %29,4’ü çayır-mera (2.214.473 ha) ve % 19,2’si orman-fundalık (1.451.185 ha) arazisidir. Türkiye’de ortalama işletme büyüklüğü 61 dekar iken GAP alanı ortalaması 104,8 dekar ile Türkiye ortalamasının üzerindedir.


Mevcut durumda GAP bölgesi %58 oranla Türkiye pamuk üretiminin yarıdan fazlasını karşılamakta olup ülke genelinde yetiştirilen bitkisel ürünlerden kırmızı mercimeğin %97,5’i, Antep fıstığının %93,5’i, arpanın %16’sı, durum buğdayının %52,1’i ile mısırın %29,9’u yine GAP bölgesinden karşılanmaktadır. Bölgede sulama projelerinin tamamlanmasıyla birlikte özellikle yaş sebze, meyve ve endüstri bitkilerinin (pamuk, mısır, soya) üretiminde büyük artış beklenmektedir.
Önümüzdeki süreçte GAP bölge kalkınma planında öngörülen ürün hedefine ulaşılması durumunda istihdamda büyük bir artış beklenmektedir.

GAP ve Hayvancılık…

GAP bölgesinde hayvancılık, genellikle meraya dayalı geleneksel yöntemlerle (ekstansif) yapılmaktadır. Türkiye’de mevcut sığır varlığının yaklaşık %7,3’ü, koyun varlığının %16,2’si ve keçi varlığının % 22,8’i GAP bölgesinde bulunmaktadır.


Bölgede hayvancılığın ve yem bitkileri üretiminin geliştirilmesi hâlinde gelecekte Türkiye’deki hayvansal ürünlere (et, süt, yumurta) olan talebin karşılanması hedeflenmektedir. Ayrıca Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya devletleri gibi ticari bağlantıların olduğu bölgelere yapılacak ihracat ile Türkiye’ye önemli bir döviz girdisi sağlanacaktır.

GAP ve Su Ürünleri…

Fırat-Dicle Havzası’nda 2.235 km uzunluğunda akarsu, 6.481 hektar doğal göl ve 129.987 hektar baraj gölü ile GAP bölgesi çok büyük bir su potansiyeline sahiptir.

GAP bölgesinde barajların tamamlanması ile birlikte yaklaşık 198.473 hektar su yüzey alanı hedeflenmektedir. Bu potansiyel değerlendirildiğinde bölgenin su ürünleri üretim ve tüketimi artış gösterecek ve ulusal ekonomiye önemli bir katkı sağlanacaktır.

GAP tamamlandığında yaklaşık 32.500 ton/yıl balık üretimi, 50 milyon dolar gelir ve 6.500 kişiye istihdam oluşturulması mümkün olabilecektir.

Mevcut durumda Türkiye’de iç sulardan elde edilen balığın avcılıkta %4,3’ü ve yetiştiricilikte %7,6’sı GAP bölgesinden sağlanmaktadır.

GAP ve Sanayi…

GAP bölgesinde tarıma dayalı sanayinin gelişmesi diğer sanayi kollarının gelişmesine de ortam hazırlamıştır.


GAP bölgesinde 2016 yılı sonu itibarıyla 17 adet Organize Sanayi Bölgesi (OSB) tamamlanmıştır. Tamamlanan OSB’lerde 1.845 firma üretime geçmiş ve 164.109 kişiye istihdam olanağı sağlanmıştır.

GAP ve Sağlık…

GAP’la birlikte bölgedeki sağlık hizmetleri de gelişme göstermiştir. Sağlık Bakanlığı, hizmet kalitesinin yükselmesi için ilgili diğer sektörlerle sürekli iş birliği hâlindedir. Böylece bölge halkına iyi şartlarda hizmet verebilmek adına gerekli tedbirlerin alınması sağlanmıştır.

Bölgede eskiye göre hastane sayısı artmış ve var olanların yanında yüksek kapasiteli yeni hastaneler inşa edilmiştir. 2008-2013 yılları arasında kamu hastanelerinde 3.643, Adıyaman Üniversitesi bünyesinde 200 ve Dicle Üniversitesi bünyesinde 395 adet hasta yatağı kapasitesi oluşturulmuş; toplamda 4.238 adet yatak hizmete sunulmuştur.


• Hastanelerdeki yatak sayısı, 2007 yılında 9.980 iken 2015 yılında 17.492’ye yükselmiş, planlanan hedef yakalanmıştır.

• Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Siirt ve Şırnak illerine birer adet ağız ve diş sağlığı merkezi yapılmıştır.
• 2007 yılında 2 916 olan uzman hekim sayısı 2015’te 5.241’e ulaşmıştır.
• Anne ölüm oranı 2008 yılında yüz binde 38,9 iken 2015 yılında yüz binde 19,3’e gerilemiştir.
• Bebek ölüm oranı 2009 yılında binde 17,5 iken 2015 yılında binde 15,9’a düşmüştür.

İlgili İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir