11. Sınıf CoğrafyaAYT Coğrafya

BİYOÇEŞİTLİLİK

Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki canlı türlerinin çeşitliliğidir. Bitki ve hayvan türü çeşitliliği olarak da tanımlanan biyoçeşitlilik türlerin ve genlerin çeşitliliğini de ifade eder.

Canlıların doğal ortamlar içerisinde yaşadığı küre olan biyosfer (canlılar küresi); litosfer, atmosfer ve hidrosfer ile etkileşim hâlindedir.

Biyosferin sınırları, diğer doğal ortamlar gibi kesin değildir. Karalarda yaşayan canlılar, atmosferde belirli bir yüksekliğe kadar yaşama imkânı bulabilmektedir. Bu seviyeden sonra ise atmosfer basıncının, sıcaklığın ve oksijen miktarının düşmesi gibi nedenler, canlıların yaşamasını zorlaştırır.

Hidrosferde derinlik artışına bağlı olarak oksijen azalır, sıcaklık değerleri düşer ve su basıncı yükselir. Dolayısıyla denizlerde bu koşulların görüldüğü alanlar, canlı yaşamı için çok uygun değildir.
Biyoçeşitliliğin fazla olduğu alanlar, genellikle ışığın ulaşabildiği 200 metre derinliğe kadar olan kısımlar ile
sığ denizlerdir.

Bitkiler, litosferin üst kısmını oluşturan toprak tabakasına tutunarak yaşamlarını devam ettirirken bazı hayvan türlerinin de bu toprak örtüsü içinde yaşadığı görülebilmektedir. Canlıların bir kısmı ise
(timsah, kaplumbağa, ördek vb.) doğal ortamlar arasında yer değiştirerek yaşamaktadır.

Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki çeşitli özelliklere sahip bitki ve hayvan türleri ile mikroorganizmaların
sayısını ve bu canlıların birbirleriyle olan ilişkilerini ifade eder. Çeşitli bitki ve hayvan türlerinin yaşadığı
dünyada kıtaların ve bölgelerin biyoçeşitliliği aynı değildir. Bu farklılığa iklim, bitki örtüsü, yeryüzü şekilleri ve toprak ile su kaynaklarının aynı olmaması neden olmuştur.

Genel olarak sıcak ve nemli iklim bölgelerinden kurak ve soğuk iklim bölgelerine geçildikçe biyoçeşitlilik azalmaktadır. Nemli ve sıcak olan ekvatoral iklim bölgesi, dünyadaki canlı çeşitliliğinin önemli bir kısmını oluştururken kurak olan çöl iklimiyle soğuk olan kutup ikliminde ise canlı çeşitliliği azdır.

Biyoçeşitliliğin Yeryüzüne Dağılışını Etkileyen Faktörler

İklim, bitki örtüsü, yeryüzü şekilleri ve su kaynakları gibi coğrafi özelliklerin dünyanın her yerinde aynı
olmaması, bitki ve hayvan türlerinin yeryüzüne dağılışında farklılığa neden olmuştur. Canlıların bazıları karada, bazıları suda, bazıları da hem karada hem suda yaşamaktadır. Ekosistemi oluşturan cansız ortamlar ile canlıları oluşturan bitki, hayvan ve insanlar arasında sürekli bir etkileşim vardır. Canlılarla cansız varlıklar
arasındaki ilişki, canlıların yeryüzüne dağılışını ve yaşam şekillerini etkilemektedir. Yeryüzünde biyoçeşitliliğin oluşup zaman içerisinde değişmesi, çeşitli faktörlerin etkisine bağlı olarak gerçekleşmektedir.

Paleocoğrafya Faktörleri: Canlıların yeryüzüne dağılışında bugünkü çevre şartlarının yanı sıra kıtaların hareketleri ve özellikle son jeolojik zamanda gerçekleşen iklim değişiklikleri etkili olmuştur.
Kıtaların kayması sonucu, jeolojik zamanlarda meydana gelen yer kabuğu hareketlerine bağlı olarak kıta
ve denizlerin dağılışı
nda önemli değişiklikler meydana gelmiştir. I. Jeolojik Zaman’da tek bir kara parçası hâlinde bulunan Pangea, II. Jeolojik Zaman’dan itibaren magmadaki konveksiyonel hareketlerin etkisiyle
parçalanarak çok sayıda kıtaya bölünmüştür.Kıtaların birbirinden ayrılması, yeryüzündeki bitki
ve hayvanların bulunduğu sahaların da birbirinden uzaklaşmasını beraberinde getirmiştir. Örneğin aynı atalara sahip olduğu düşünülen ve uçamayan büyük kuşlardan olan deve kuşu (Afrika), ostrich (Amerika), emu, kiwi, cassowary (Okyanusya) günümüzde farklı kıtalarda yaşamaktadır. Kıtaların ayrılması kadar birleşmesi de canlıların dağılışını etkilemektedir. Örneğin Hint Levhası Afrika Levhası’ndan koparak kuzeye hareket etmiş ve bu kara parçasında fil, aslan vb. canlı türleri Avrasya Levhası’ndaki canlılarla etkileşime geçmiştir.

İklim değişikliği, canlıların dağılışını doğrudan etkileyen bir faktördür. Değişen iklim koşulları bazı canlıların yeni yaşam alanı bulmak için göç etmelerine, bazılarının yayılış alanlarının daralmasına, bazılarının da nesillerinin tükenmesine neden olmuştur. Kuvaterner Dönem’de görülen buzullaşma sonucu canlıların çoğu sıcak bölgelere doğru göç etmiştir. Ayrıca buzullaşma sonucu deniz seviyesi alçalırken karalar genişlemiş, buzulların erimesiyle de deniz seviyesi yükselirken karalar daralmıştır. Deniz seviyesinde meydana gelen bu değişimler, kara ve denizlerde yaşayan bitki ve hayvanların geçiş alanındaki sahaların kapanmasına veya açılmasına neden olmuştur. Örneğin Kuvaterner Dönem’de buzullaşmanın etkisiyle Bering Boğazı, Alaska ile Sibirya’yı birbirine bağlamış ve buradan canlı geçişleri gerçekleşmiştir. Buzul Çağı sonrasında sıcaklığın artmasıyla canlılar, yaşadıkları yerlerden iklimin daha uygun olduğu alanlara göç
etmiştir. Günümüzde ise küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucu panda, kutup ayısı, mavi balina, Afrika fili gibi bazı canlı türlerinin ortadan kalkabileceğini veya yaşamları açısından elverişli koşulların bulunduğu sahalara göç edebileceğini söylemek mümkündür.

BİYOM

Biyom, benzer yetişme şartlarına sahip bitki ve hayvan topluluklarını içinde barındıran bölgelere denir.


Her biyomun kendine özgü bitki örtüsü ve hayvan türü olmakla beraber biyomlar, daha çok bitki örtüsüne
göre adlandırılmaktadır.

Aşağıdaki haritalarda bitki örtüsüne göre sınıflandırılmış bazı karasal biyom türlerinin yeryüzüne dağılışı ile bu biyomlardaki bitki ve hayvan türlerine örnekler verilmiştir.

Aşağıdaki haritalarda bitki örtüsüne göre sınıflandırılmış bazı karasal biyom türlerinin yeryüzüne dağılışı ile bu biyomlardaki bitki ve hayvan türlerine örnekler verilmiştir.

İlgili İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir