11. Sınıf CoğrafyaAYT Coğrafya

Doğal Kaynakların Farklı Kullanımı

Doğal kaynakların kullanım şekli ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Bu farklılık, öncelikle ülkelerin
gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak kullanılan teknoloji ve yöntem
farklılığından kaynaklanır.

Gelişmiş ülkeler, doğal kaynakları kullanırken çevreye en az zarar vermeye çalışmakta ve doğal kaynağın sürdürülebilir kullanımına önem vermektedir.

Az gelişmiş ülkelerde çevre duyarlılığı ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ikinci planda kalmaktadır.

Şimdi doğal kaynakların ülkelere göre farklı kullanımı örneklerle açıklayalım:

  • Finlandiya’da ormanların sürdürülebilir kullanımı için kesilen ağaçların iki misli ağaç yetiştirilmektedir.
  • Endonezya ve Brezilya’da ormanların önemli bir kısmı yok edilerek tarım alanına ve otlak alanlarına dönüştürülmüştür.
  • Türkiye’de, 1973’te %26,1 olan orman alanımız, yapılan ağaçlandırma çalışmaları sonucunda 2020 yılı itibarıyla yapılan tespitlere göre ormanlık alanlar, ülke alanının %29,4’ ünü kaplamaktadır.
  • Kazakistan ve Özbekistan sınırları arasında yer alan Aral gölünden, pamuk tarlalarını sulamak için aşırı derecede su çekilmiş, gölü besleyen Amuderya ve Siriderya nehirleri üzerinde barajlar kurulmuştur. Böylece gölü besleyen kaynaklar azalmış, gölün su kaybı artmıştır. Bunun sonucunda göl, çekilmeye başlamış, , alanı daralmış, gölün önemli bir kısmı kurumuştur.
  • Ülkemizde verimli tarım alanlarını yerleşim birimlerine çevirebilmek için doğal drenaj değişikliğe uğratılmış, nehir kenarları boyunca setler yaparak taşkın ovalarına yerleşilmiştir (Adapazarı, Bursa ovaları ve Çukurova’da olduğu gibi).
  • 1927’de meydana gelen sel ve taşkınlar büyük zararlara sebep olmuş bundan sonra suyu kontrol altına almak için baraj ve nehir üzerine kilometrelerce setler ve pompa istasyonları inşa edilmesine karar verilmiştir. Ancak bu tedbirler istenen sonuca ulaşmamış, Mississipi çevresine zarar vermeye devam etmiştir. 1993 yılında yoğun yağışlara bağlı olarak nehirler taşarak 9 eyaletten on binlerce insanı evlerini terk etmeye zorlamıştır. Tarım arazilerini sular basmış, nehir trafiği durmuş büyük can ve mal kayıpları olmuştur.
  • Amerika’nın Oklahoma eyaletindeki Tulsa şehrinden gecen nehir 1984 yılında sel ve taşkınlara yol açmış önemli hasarlar oluşturmuş, yol ve köprüler yıkılmış, alt yapı hizmetleri kullanılamaz hale gelmiştir. Bu felaketten sonra, korunmak için akarsu üzerine goller oluşturulmuştur. Gollerin sel ve taşkınlarda içleri dolmakta sel ve taşkınların önüne geçilmektedir. Bu uygulamada başarılı olunmuş ve giderek ulusal model halini almaya başlamıştır.
  • Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde gelişen iç ve dış turizm nedeniyle, yaz aylarında artan su ihtiyacının giderilmesinde olduğu kadar, yurt dışından gelebilecek talepleri de karşılamak için, Manavgat Su Temin Projesi başlatılmıştır. Projeye göre, Manavgat yakınlarında sahilden yaklaşık 2 km. mesafede deniz üzerinde inşa edilecek su dolum tesislerine yanaşacak tankerlere, Manavgat Nehri’nden günde 500.000 m3 (yılda 180 milyon m3) su verilecektir. Manavgat Barajı’nın 1 km aşağısından bir yapı ile çevrilecek 6 m3/s (500 000 m3/gün) su, tasfiye tesisine ulaştırılacaktır. Günlük kapasitenin yarısı arıtılarak, tasfiye edilmiş ham su 11 km uzunluğunda iki boru hattı ile dolum tesislerine ulaştırılacaktır. Proje daha önce de belirtildiği gibi hem Türkiye’nin iç ihtiyaçlarını karşılamaya, hem de ülke dışına su ihracına yönelik bir çalışmadır. Bu sudan Ortadoğu ülkeleri veya diğer ülkelerin normal piyasa koşulları içeresinde faydalanmaları mümkündür.
  • Burindi, Ruanda, Zaire, Kenya, Tanzanya, Uganda, Etopya, Sudan ve Mısır’dan oluşan 9 Afrika ülkesi arasında paylaşılmış olan Nil nehri havzası 2,9 milyon km 2 bir drenaj alanını kapsamakta ve bu alan tüm Afrika kıtasının %10’una denk gelmektedir. Dünyanın en uzun nehri Nil, Orta Afrika’dan Akdeniz kıyısına kadar 6825 km yol almakta olup Beyaz Nil, Etiyopya platolarından gelen Mavi Nil kolu ile Sudan sınırları içinde Hartum şehri yakınlarında birleşmektedir.
  • Viktoria Gölü’nden doğan Beyaz Nil, yaklaşık 70000 km2 bir alanı kapsayan dünyanın en geniş bataklık ve ıslak alanına girmektedir. Sudan’ın güneyinde yer alan ve Sud bataklığı olarak adlandırılan bu sahadaki su kayıplarını önlemek için, Nil’in belirtilen bölgeye girmeden çevrilmesine yönelik Jonglei Kanal Projesi ne başlanmışsa da, Orta Afrika ve Güney Sudan’daki siyasi istikrasızlıklar nedeniyle devam edilememiştir. Ayrıca Dünya’nın en büyük ıslak alanı olan sahada projenin yaratacağı etkiler, Avrupa’daki çevre kuruluşlarının büyük tepkilerine neden olmuştur.

İlgili İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir