11. Sınıf CoğrafyaAYT Coğrafya

Üretim, Dağıtım ve Tüketimin Etkileşimi

Üretim, dağıtım ve tüketim birbirini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bunlardan herhangi birinde gerçekleşen olumlu ya da olumsuz bir gelişme diğerlerini de etkilemektedir.

Üretimin fazla veya az olması, dağıtım ve tüketimi de etkilemektedir. Örneğin ülkemizde pirinç üretiminin sınırlı olması (yılda yaklaşık 800 bin ton), buna karşılık buğday üretiminin fazla olması (yılda 17 milyon ton ile 22 milyon ton arasında), buğday ürünlerinin Türkiye’de temel besin maddesi olmasına neden olmuştur. Dolayısıyla Türkiye’de buğday dağıtım ve tüketimi pirinçten fazladır. Buna karşılık pirinç üretiminin fazla olduğu Güneydoğu Asya ülkelerinde ise pirincin dağıtım ve tüketimi fazladır.

Üretimde meydana gelen azalma, dağıtım ve tüketimde de azalmaya neden olmaktadır. Çeşitli nedenlerle üretimde meydana gelen azalmanın dağıtım ve tüketime etkisine Türkiye’de 2014 yılı ilkbaharında meydana gelen don olaylarını örnek verebiliriz. Bu dönemde gerçekleşen don olayı, Karadeniz’de fındık, Malatya’da ise kayısı üretimine büyük zarar vermiştir. Fındık ve kayısı üretimindeki azalma, bu ürünlerin fiyatını artırmış, Türkiye ve dünya pazarlarını olumsuz
yönde etkilemiştir. Bunun sonucunda bu ürünlerin dağıtım ve tüketimi azalmıştır.

Çiftçilerin organize olamaması, devletin iyi planlama yapmaması ve aralarında koordine olmaması sonucunda bazı yıllarda bir ürünü üretenler artmakta, hava koşullarının da iyi gitmesine bağlı olarak üretim yüksek düzeyde olmaktadır. Buna bağlı olarak ürün fiyatı düşmekte, dağıtım ve tüketim artmaktadır. Türkiye’de bazı yıllarda patates, bazı yıllarda soğan fiyatlarının düşmesinin nedenlerinden biri bu durumdur. Tam tersi durumlarda, stokçuların ve aracı tüccarların fahiş fiyat uygulamaları yüzünden ürün fiyatlarında aşırı artışlar da olabilir.

Dağıtım, üretimle tüketim arasındaki tek halkadır. Bu nedenle dağıtımın aksaması, hem üretim hem de tüketimi etkilemektedir. Dağıtımın gelişmesi ise ulaşıma bağlıdır. Ulaşımın yeterince gelişmediği dönemlerde toplumlar, kapalı bir ekonomi içinde yaşıyor, dolayısıyla üretimi daha çok ihtiyaçlarını gidermek için gerçekleştiriyorlardı. Bu dönemde
tüketilen ürünlerin miktarı da sınırlıydı. Ulaşımın gelişmesiyle birlikte dağıtım ağı önce ulusal, sonra uluslararası
düzeye ulaştı. Böylece dayanıklı tüketim mallarının yanı sıra dayanıksız tüketim malları da dünyanın dört bir tarafına dağıtılmaya başlandı. Örneğin Türkiye’nin bir simgesi hâline gelmiş olan kahve, Türkiye’de yetiştirilmemektedir.
Ayrıca ananas ve mango gibi tropikal ürünleri, dağıtım ağının gelişmiş olmasına bağlı olarak Türkiye’deki manav veya marketlerde bulabilmek mümkündür.

Üretim, dağıtım ve tüketim etkileşimi, aynı zamanda yeni sektörlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Örneğin dağıtım sistemi ve paketleme, ürünün özelliğini yitirmeden tüketim merkezlerine ulaştırılmasını sağlamaktadır. Bu durum, yeni sektörleri ortaya çıkarmıştır. Örneğin ambalaj üretimi, dağıtım sektörünün ortaya çıkardığı bir ekonomik
etkinliktir. Çabuk bozulan ürünleri taşımaya elverişli ve soğutucu sistemleri bulunan araçların üretimi, dağıtımın ortaya çıkardığı sektörlerdendir. Aynı şekilde uluslararası petrol taşımacılığı da tanker gemiler ve boru hatları üretimine neden olmuştur.


Tüketim, üretim ve dağıtımı doğrudan etkilemektedir. Çünkü tüketimi olmayan maddelerin üretim ve dağıtımı da olmaz. Bu nedenle en çok üretilen ve dağıtılan maddeler, aynı zamanda en çok tüketilen maddelerdir.

Yeryüzünde en çok tüketilen maddelerin başında besin maddeleri gelmektedir. Bunu giysiler, ev eşyaları takip eder. Lüks sayılan maddelerin tüketimi, diğer ürünlere göre azdır. Bu durum aynı zamanda üretim ve dağıtımı da etkilemektedir. Gelir düzeyinin artmasına bağlı olarak tüketim, üretim ve dağıtımı artırmaktadır.

Tüketimin üretime diğer bir etkisi ise belirli dönemlerde bazı ürünlere yönelik taleplerin azalmasıdır. Örneğin sağlık uzmanlarının hayvansal yağların insan sağlığına zararlarını açıkladıkları dönemde hayvansal yağlara olan talep azalmakta, sıvı yağlara olan talep artmaktadır. Bu durum doğal olarak hayvansal yağ üretiminin gerilemesine, bitkisel sıvı yağ üretiminin artmasına neden olmaktadır.

Deli dana hastalığının yaygınlaştığı süreçte kırmızı et, kuş gribi döneminde ise beyaz et tüketiminin azalması, buna bağlı olarak üretimin azalması da tüketimin üretime etkilerindendir. Bu gelişmeler, doğal olarak önce kırmızı, sonra beyaz et üretim ve dağıtımını azaltmıştır.

İlgili İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir