9. Sınıf CoğrafyaTYT Coğrafya

Elips Yörünge ve Sonuçları

Dünya, kendi ekseni etrafındaki günlük dönüşünü sürdürürken, bir yandan da Güneş’in çevresinde dolanır. Dünya, Güneş etrafındaki dönüşünü elips şeklindeki bir yörünge üzerinde 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna 1 yıl denir. Dünya, 939 milyon km lik yörüngesi üzerinde saatte 108 bin km. hızla hareket eder.

Dünyanın güneşin etrafında dönerken takip ettiği yola yörünge veya ekliptik adı verilir. Dünyanın güneşin etrafında takip ettiği yörünge tam yuvarlak değil elips şeklindedir.

Dünya yıl içinde Güneş’in Etrafında Elips Bir Yörüngede Döner…

Elips Yörüngenin Ortaya Çıkardığı Sonuçlar:

  1. Dünya, Güneş’e bazen yaklaşır, bazen uzaklaşır.
  2. Dünya’nın Güneş’e en yakın olduğu tarih 3 Ocak (Günberi), en uzak olduğu tarih ise 4 Temmuz (Günöte) olur.
  1. Güneş’in Dünya üzerindeki çekim gücü değişir. Dünya, Güneş’e yaklaşınca Güneş’in çekim gücü artar.
  2. Dünya’nın yörüngesindeki hızı değişir.
  3. Mevsim süreleri, yarı kürelerde farklı olur. KYK’de yaz mevsimi, GYK’de ise kış mevsimi süresi daha uzundur.
  4. K.Kutup noktasında 186 gün gündüz yaşanırken, G.Kutup noktasında 179 gün gündüz yaşanır.

ŞUBAT AYI NEDEN 28 GÜN?

Diğer aylar 31 gün ve 30 gün şeklinde sıralanırken şubatın ne eksiği var da ‘küçük ay’ olmaya reva görülmüş? Bu sorunun yanıtı Roma tarihinde yatıyor.

Her yıl şubat ayının sonlarına gelindiğinde kafalarda bir soru belirir, “Bu yıl şubat ayı kaç çekiyordu?” Sorunun nedeni şubatın diğer aylar gibi sürekli aynı gün sayısına sahip olmaması, 4 yılda bir bu sayının değişmesinden kaynaklanıyor. Yılın en kısa ayı şubat, bu özelliğinden dolayı halk arasında ‘küçük ay’ olarak da bilinir. Kendisine 28 gün barındırması reva görülen bu küçük ay bazı matematiksel ihtiyaçlardan dolayı 4 yılda bir 29 gün sürer. Peki aylar 31 gün ve 30 gün şeklinde sıralanırken şubatın ne eksiği var da ‘küçük ay’ olmaya reva görülmüş? Bu sorunun yanıtını günümüze kadar uzanan takvimlerin belirlendiği dönemlerde aramak gerek.

Takvimler, antik medeniyetlerden bu yana kullanılan ve zamanı insan ihtiyaçlarına yönelik parçalara bölen sistemler olarak karşımıza çıkar. Takvimler, sosyal, ticari, dini ya da idari amaçlarla gün organize eder. Özellikle tarıma dayalı toplumlar, yılın hangi günlerinde ne yapmaları gerektiğini takvimlerden yararlanarak planlar. 

Tarihte takvimleriyle nam salmış uygarlıkların başında günümüzdeki yıl sistemiyle benzemeyen bir sistem kullanan Mayalar, ay takvimini esas alan ve yılları yaklaşık 354 gün süren Babil uygarlığı ve bilinen ilk güneş takvimini kullanan Mısırlılar geliyor.

Romalıların kullandığı takvimlerde ilginç bir durumla karşılaşıyoruz; MÖ 700’lü yıllara kadar kış dönemlerinde yer alan ayların adı yok. Başta tarımsal faaliyet olmak üzere neredeyse tüm hayatın durduğu bu dönemdeki aylar önemsenmemiş olsa gerek. Zira kış ayları yüzyıllarca isimsiz kalmış, ta ki II. Roma Kralı olarak kabul edilen Numa Pompilius dönemine kadar. Pompilius, takvimlerini standart ay yılı ile bir hizaya getirebilmek için ocak ve şubat aylarını ekletiyor. Şubatın adı ise Roma arınma Tanrıçası Februus’tan geliyor. Batı dillerinde bu ayın adlandırılması bu tanrıçaya dayanırken, bizlerin kullandığı şubat ismi Süryanicedeki  ‘şabat’ sözcüğünden Türkçeye geçmiş.

Modern takvimlerin temeli de yine Romalılara dayanıyor. Bugün kullandığımız Gregoryen takviminin kökeninde güneş yılı sistemine dayanan Julyen takvim var. Bu takvimi meşhur Roma Diktatörü Julius Caesar, Mısırlı Astronomi Bilgini Sosigenes’e yaptırmış. 

Bu takvimin esas aldığı güneş yılı sisteminde bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Bu artan saatler ise 4 yılda bir, 1 gün eder ve yıla eklenir. Ocak ve şubatın da eklendiği bu takvimlerde günümüzdeki gibi 12 ay vardır. Bir yılı oluşturan 365 ya da 366 gün bu 12 aya tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülmüştür. Julyen takviminde yılbaşı, baharın başlangıcı olan mart ayındadır. Son ay da haliyle takvime en son eklenen şubattır. Aylara sırasıyla 31 ve 30 gün verilir ve şubata 29, dört yılda bir ise 30 gün düşer. Ta ki İmparator Augustus işleri karıştırana kadar!

Bu takvimdeki çoğu ayın adı ‘septa’, ‘okta’, ‘deca’ gibi sayılara dayanıyor. Ancak takvimi yaptıran Julius Caesar, temmuz ayına kendi adını veriyor ve 31 gün süren bu ayın adı ‘July’ olarak tarihe geçiyor.

Bir başka Roma İmparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki temmuzdan sonra gelen ağustosta 30 gün vardır. Caesar’ın adını taşıyan temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini ister. Yılın son ayı olan şubattan bir günü alınır, ağustos ayına eklenir. Böylece en kısa ay şubattan 1 gün daha eksilmiş olur.

Artık Yıl Nedir ve Nasıl Hesaplanıyor?

Güneş yılını esas alan takvimlerde bir yıl Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşünü tamamladığı 365 gün 6 saat olarak hesaplanır. 365 günlük yıllardan artan bu 6’şar saatler dört yılda bir 24 saat yani bir gün oluşturur. Bu gün, artık gün olarak kabul edilir ve Romalılarda olduğu gibi en kısa ay olan şubata eklenir. Bu fazladan bir gün içeren yıl ise artık yıl kabul edilir.


İlgili İçerikler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir